9 Ocak 2014 Perşembe

Siyah Sancak ve Mehdi

Bir topluluğun en önemli sembollerinden biri bayrak ve sancaktır. Her ikisi de, en küçük birimden en büyük birime kadar o topluluğu sembolize eder. Sancaklar arasında bir sancak vardır ki taşıdığı anlamla ve önemle diğer sancaklardan ayrılır. 1400 yıldır İslamın sembolü olan bu sancak kutlu Peygamberimiz, Hz. Muhammed (s.a.v)in Ukab isimli emaneti olan Sancak-ı Şerifidir. Hz. Peygamber her katıldığı savaşa Ukab ile girmiştir. Arap kabileleri arasında sancağın yere düşmesi yenilmek anlamına geliyordu. Böyle bir şey olduğunda askerler mağlubiyeti kabul ederek dağılırlardı. Bu yüzden sancağı taşıyan kişi yaralandığında veya öldüğünde onu taşıyacak sonraki kişi belliydi ve hemen sancağı devralırdı. Resullullah (s.a.v) kullanılacak sancakların hep beyaz olmasını emretmişti, ancak Ukab siyah renkli idi. Bu Sancakın diğerlerinden başka bir farkı da yünlü bir kumaştan yapılmış olmasıydı. Bab-ı Sade kapısında Sancak-ı Şerif bu duvara dayandırılarak tören için hazırlanırdı İslam öncesi, Kureyş kabilelerinde kullanılan bu sancak tüm Arapları birleştirici bir öneme sahipti. O dönemdeki tüm kabileler de, İslamiyet'in yayılması safhasında bu sancak altında birleşiyorlardı. Peygamber Efendimiz (sav)in bu sancak dışında, ordusuna ait birçok sancağı daha vardı ama Başkomutanlığa özel olan sancak Ukabtı. İslamiyet'in yayılmasından ve Hz. Peygamber (s.a.v)in vefatından sonra dört halife bu şerefli emaneti almışlardı. Resmi kayıtlara göre daha sonra Emevi ve Abbasi halifelerine intikal eden sancak, Moğalların Bağdatı işgal etmesiyle Abbasi Halifesi tarafından Mısıra götürüldü. Ukab, Yavuz Sultan Selim Han tarafından Mısırın alınmasıyla da Osmanlılara geçmiştir. Yavuz Sultan Selim, Mısır dönüşü sancağı İstanbula getirmiş ve o tarihten itibaren Peygamberimiz (sav)in emaneti olan Ukab, İstanbulda bulunmaktadır. Sancak-ı Şerif Osmanlıya geçtikten sonra savaşlarda kullanılması adet olmuştu. Ordunun savaş alanına çıkmasından bir süre önce Sancak-ı Şerif bulunduğu yerden çıkarılır ve hazırlık yapılırdı. Bu sancak, savaş alanlarına muhafazası ile birlikte götürülür ve sancaktarlar tarafından korunurdu. Sancak-ı Şerifin ordu ile beraber olması çok büyük bir şevk unsuru olarak kabul edilirdi. Yüzyıllarca, İslam ahlakının bayraktarlığını yapan Osmanlı imparatorluğu, Sancak-ı Şerifin İstanbula gelmesi ile büyük bir onura erişmiştir. Peygamber Efendimiz (sav)e ait, Ukab isimli sancak, bu özelliğinin yanı sıra çok önemli bir konunun daha alameti ve müjdecisidir. Hz. Peygamber (sav) bu Sancakın açılacağı zamanın, Kuran ahlakının yaşanacağı bir dönem olan ahir zamanın müjdesi olacağını bildirmiştir. Hadislerde şu şekilde bildirilmiştir: Abdullah b. Şurefeden rivayet edildi ki: Mehdinin beraberinde süslenmiş bir halde Peygamberimiz (s.a.v)in bayrağı olacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiy-il Ahir Zaman, s.65)
Eğri Seferine çıkan ordu yanlarında Sancak-ı Şerifi de götürmüştü ve bu durum, büyük bir şevk ve motivasyon unsuru olmuştu. Peygamber (s.a.v)in softan bayrağı ile çıkacaktır. O bayrak dört köşeli olup, dikişsizdir ve rengi de siyahtır. Onda bir hicr (hale) bulunur. O Resulullah (s.a.v)in vefatından beri açılmamış olup Mehdi çıkınca açılacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiy-il Ahir Zaman, s.23) Alametlere gelince; beraberinde ALLAH Resulü'nün (s.a.v) gömleği, kılıcı, sancağı bulunacaktır. O sancak ki Peygamberin (s.a.v) vefatından bugüne kadar hiç açılmamıştır. Mehdinin zuhuruna kadar da açılmayacaktır. (Kıyamet Alametleri, s.164) Hz. Mehdi, Peygamber Efendimiz (sav)'in bayrağıyla çıkacaktır. O bayrak dikilmemiştir, siyah ve dört köşelidir. Peygamberimiz (s.a.v)'in vefatından sonra hiç açılmamış olup ancak Hz. Mehdi tarafından açılacaktır. (El Kavlul Muhtasar Fi Alamet-i Mehdiy-il Muntazar, ss.41-42, 52, 54) Peygamber Efendimiz (sav)in hadislerinde rengi, şekli, dikişi hakkında bilgi verilen sancak bugün Topkapı Sarayında Kutsal Emanetler Bölümünde muhafaza edilmektedir. Ahir zamanda ancak Hz. Mehdi tarafından açılacağı bildirilen bu Sancakın önemli bir özelliği de Peygamberimiz (sav)in vefatından bugüne kadar hiç açılmamış olmasıdır. Tarihi kaynaklara göre; günümüze kadar Osmanlı İmparatorluğu da dahil olmak üzere hiçbir devlet tarafından, Peygamber Efendimiz (sav)in zatına hürmeten açılmayan sancak, götürüldüğü savaşlarda ve törenlerde kılıfından dahi çıkarılmamıştır. 1400 yıldır bu şekilde muhafaza edilen sancak Hz. Mehdinin gelişi ile İslam ahlakının hakim olacağı dönem olan ahir zamanda açılmayı beklemektedir. (En doğrusunu ALLAH bilir.) Sancak-ı Şerif'in dikildiği yer Bab-ı Sade. (Akağalar Kapısı) Ordu savaşa çıkacağı zaman Sancak-ı Şerif buraya dikilerek ordu savaşa uğurlanırdı. İlmi Mercek Dergisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder